Ders kitaplarındaki büyük eksiklik

 

 

Eğitim konusundaki eksiklikleri ya da yanlışlıkları yazmaya kalksak ömür yetmez, ayrıca gerek de yok. Bu yazıda ne öğretmensizlikten, ne okulsuzluktan ve derslik yetersizliğinden, ne de ödeneksizlikten bahsedeceğim. Yazının konusu; Allah’ın adını ders kitaplarından çıkarmak...

Birkaç yıldır ilköğretim öğrencilerinin kitapları Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak dağıtılıyordu. Bu yıl uygulama, ortaöğretim (yani eski lise) öğrencilerini de kapsayacak şekilde genişletildi. Bu kapsamda yüz milyonu aşkın kitap öğrencilere ücretsiz olarak dağıtıldı. Kitap harcamaları okul masraflarının önemli bir bölümünü oluşturduğundan veliler önemli bir yükten kurtulmuş oluyorlar. Bu açıdan iyi bir uygulama olduğunu ve devam etmesi gerektiğini söylemeliyiz.

Gelelim asıl konuya. İlköğretim öğrencilerine dağıtılan bu kitaplarda din ve ahlâk konularına ne kadar ve nasıl yer yerildiğine şöyle bir göz gerdirmeye çalışırken bir şeyi fark ettim. İlköğretim 1, 2 ve 3. sınıfların ders kitaplarında Allah kelimesi kaç kere geçiyor tahmin edin. Cevap: Sıfır. Yüzde 99’unun Müslüman olduğunu söylediğimiz güzelim ülkemizde ilkokul 4. sınıfa kadar Allah demek bir nevi yasak. Bu durumu fark ettiğimde önce şaşırdım. Nasıl olurdu da bunca kitabın içinde bir kez olsun Allah kelimesi kazara bile olsa geçmezdi. Belki buna inanmayacak olanlar çıkacaktır. Neredeyse her eve giriyor bu kitaplar. Allah aşkına alın elinize ve araştırın. Belki benim gözümden kaçmıştır. Eğer kitabın yazarının adı Abdullah vb. bir isim değilse ya da okuma parçalarından birinde veya kaynakçada böyle bir isim yoksa o kitaplarda Allah kelimesinin geçmediğine siz de şahit olacaksınız. Lütfen araştırın ve bu kitaplarda Allah kelimesine rastlarsanız beni haberdar edin ve utandırın. Kaldı ki 4. ve 5. sınıflar için de aynı durum geçerli ve Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi kitabı dışında Allah demek yasak.

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinde de “sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz”, “çevremizi temiz tutalım”, “yaşlıları karşıdan karşıya geçirelim” gibi ifadelerden öte bir şey yok. Tamam, bu ifadelerde güzel davranışlar öğütlenmektedir ama İslâm bu mudur? Güzel ahlâk böyle mi kazandırılır? Hem Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinde, her işe Allah’ın adını anarak başlamanın gerektiğini öğütleyeceksin; hem de 10 yaşına kadar bir çocuğa Allah’tan bahsetmeyeceksin ve din dersi dışında Allah’ın adını anmayacaksın.

Kitaplarda geçip geçmemesi önemli değil, önemli olan öğretmenin uygulamasıdır diye itiraz edenler olacaktır. Haksız da sayılmazlar. Öğretmenlerimiz sinirlendikçe:

- Allah’ım sen bana sabır ver!

- Allah senin belanı versin!

- Allah Allaaaaah vb. ifadeleri kullanarak bu açığı kapatıyorlardır.

Herkesin yaptığı gibi sorunları yazıp bırakmayacağım. Önerilerim var. Bu inada bir son verelim ve ders kitaplarının ilk sayfasına besmeleyi koyalım. Arap alfabesiyle olması şart değil elbette. “O kitaplar sıraların altına konuyor, yere düşüyor, yırtılıyor.” gibi itirazları kabul etmiyorum. Besmele ile başlayan bir kitaba çocuklar daha iyi davranacaklardır. Belki böyle yaparak çocuklara kitabı sevmeyi ve özenli kullandırmayı başarabiliriz. Çocukların içinde Allah sevgisi ve saygısı doğuştan vardır. O sevgi ve saygıyı yok eden biziz.

 Allah’ın güzel adını yukarıdaki gibi olumsuz ifadelerde değil, güzel ifadelerle beraber kullanalım. Millî eğitimin genel amaçlarının başına da “Allah’a iyi bir kul olmak.”  ifadesini yerleştirelim. Bu, o kadar kapsayıcı ve güzel bir ifadedir ki yerine koyacağınız hiçbir şey ondan daha ilerici ve çağdaş olamayacaktır emin olabilirsiniz.

Yani Allah ve ahlâk yalnızca din dersinde mi lâzım? Türkçe ve Ahlâk Bilgisi dersi olsa ve konuşurken, okurken, yazarken ahlâklı olmaktan bahsetsek kısacası her dersi, o derse ait ahlâk bilgisiyle versek fena mı olur? Belki Matematik, Sosyal Bilgiler, Beden Eğitimi yani bütün derslerde Allah’a ihtiyacımız vardır ne dersiniz?

Bazı dersler özel yetkinlik gerektirdiğinden öncelikle o konuda yetkin olanların girmesi tavsiye ediliyor. Mesela İngilizce dersine sertifikası olan birinin veya Millî Güvenlik dersine askerlerin girmesi gibi... Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersine imamların girmesi gibi bir şey neden düşünülmüyor? Ya da düşünülüyor mu?

Adamlar kitaba Allah isminin girmesine bile izin vermiyorlar sen nelerden bahsediyorsun diye mi düşünüyorsunuz yoksa. Belki haklısınız. Ben haksızım. Millî Eğitim Hakk’sız. Burada aklıma gelmişken Allah, Mehmet Akif’ten razı olsun. Hiç olmazsa O’nun İstiklâl Marşı var da kitaplarımız Allah’ın “Hakk” ismiyle şereflendi yıllarca. 

Son olarak Millî Eğitim Bakanlığı’na teşekkür etmek istiyorum: Ücretsiz kitap dağıtma kampanyanızdan dolayı “kitaplarınıza ismini koymaktan imtina ettiğiniz Allah sizden razı olsun.

www.alininteki.com

rss

Nükteli Sözler

Geçmiş

Mutlak kesin olan tek şey gelecektir; çünkü geçmiş sürekli olarak değişir. (Sırp Atasözü)
Devamını oku

Hayat ve intikam

Canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim hiç, hayat benden daha yaratıcı. (Simone de Beauvoir) 
Devamını oku

Yaran Facebook İletileri

Biz kazandık

Camide sünnet kılıyoruz. Yanımda bir adam ve küçük oğlu var. Çocuk bizi izliyor. Adam benden önce selam verince, çocuk: Babaa biz kazandık, dedi.
Devamını oku

Komik Gifler

Komik Yazılar

Tavuk karşıdan karşıya niçin geçer?

CEVAPLAR: René Descartes: Yolun öbür tarafına geçmek için. Eflatun: Kendi iyiliği için. Çünkü gerçek, öteki taraftadır. Aristoteles: Karşıdan karşıya geçmek tavuğun doğasında vardır. Karl Marx: Çünkü bu tarihsel olarak kaçınılmazdı. Hipokrat: Pankreasının aşırı salgısı nedeniyle. Martin Luther:...
Devamını oku

Mahkemelik hayvanlar

Belki komik ve mizahi değil ama acı da olsa gülümseten bir takvim yaprağı arkası yazısı paylaşmak istiyorum: Avrupa'da çok oldukları ve ortalıkta serbestçe gezdikleri için, yargılanan hayvanlar arasında domuzların sayısı kabarıktır. 1864'te Slovenya'da bir çocuğun kulaklarını kemirip yiyen bir...
Devamını oku

Bir çocuğun Ramazan günlüğü

1. Gün: Bugün evde bir acayiplik var. Herkes kahvaltıdan önce sessizce işine, okuluna gidiyor... Önce diyet yaptıklarını sanmıştım. Akşama doğru hepsi sessizleşiyor. Sofrayı hazırlayıp ezanı bekliyorlar. Başka zaman, susmak bilmeyen ablamın bu hâli içten içe güldürüyor beni. Niye böyle...
Devamını oku