Yazmaya başlamak

Her zaman yazı yazmak isterim, ancak beni bundan vazgeçiren şey, giriş cümlesini bir türlü bulamamam olur. Bakın şimdi de öyle oldu. Kalemi ve defteri büyük bir heyecanla elime aldım, ancak yaklaşık on-on beş dakika nasıl başlasam diye düşündüm. Sonunda korkularım ve eksikliklerim üzerine gitmek gerektiğine karar verdim. Evet, yazıma girişim bu kadar. Umarım hoş olmuştur. 

Yazılarımı okuduktan sonra kendimden nefret ederim. Nasıl bu kadar kötü olduğuma şaşırıp üzülürüm. 
Ben hep mutsuz olduğum zamanlarda yazıyordum, oysa onları daha sonra okuyunca gülmekten kırılıyorum. Başkalarına da okutuyorum gülsün diye, işe yarıyor. Ama benim amacım yazılarımda güldürmek değil. Neyse olsun. Zaten asla attığım yeri vuramam ben...

Yazmaya karar verdiğimde birkaç şey tasarlamıştım. Şimdi unuttum onları. Aslında yazarken tasarladığım şeye sadık kalamam. Yazılarımda nereden girip nereden çıkarım, bilemem. Bazen çok güzel yazdığımı zannederim. Son cümlemden sonra “Vay canına!” dediğim olmuştur. Ama hep yırtarım yazdıklarımı, günlüklerim dahil. Evet, maalesef ki şu yeryüzünde bana ait herhangi bir yerde herhangi bir yazım yok. Tabii sınav kâğıtlarım hariç. Off, içime dokundu! Hayır, hayır, şimdi hatırladım… Lanet olsun ablama yazdığım mektuplar var. Çok tuhaf bunları düşünmem, bir o kadar da saçma. Gecenin ikisinde yeryüzünde, herhangi bir kâğıt parçasında, herhangi bir yerde yalnızca bana ait yazım var mıdır, diye düşünmeme anlam veremiyorum. Şimdi bunu neden düşündüğümü düşünürken, klasik bir düşünceyle devam ediyorum: Acaba şimdi kaç kişi bunu düşünüyordur? Acayip bir saatte, acayip bir şey yapıyor veya düşünüyorsanız, gerçekten çok ilginç buluyorsanız durumunuzu, sıra dışı bir şey yapmanın gururunu duyarsınız ve o an kaç kişiyle aynı şeyi yaptığınızı merak edersiniz. Evet, edersiniz. İtiraz yok! Oysa biliyorum, bu sorunun cevabı yoktur. Varsa da hiçkimse cevabı bulamamıştır. Acaba çok merak edip araştıran olmuş mudur? Yok artık! Bak yine yaptım, cevabı olmayan bir soru daha sordum. Oluyor böyle elimizde değil. Değil mi?

 

PATAK – Temmuz 2010 https://patlangac.blogspot.com

 

www.alininteki.com

rss

Nükteli Sözler

Geçmiş

Mutlak kesin olan tek şey gelecektir; çünkü geçmiş sürekli olarak değişir. (Sırp Atasözü)
Devamını oku

Hayat ve intikam

Canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim hiç, hayat benden daha yaratıcı. (Simone de Beauvoir) 
Devamını oku

Yaran Facebook İletileri

Nar ve çimen

Deterjan reklamlarına bakacak olursak tek derdimiz nar ve çimen lekesi. Sanırsın sabah akşam çimenlere yayılıp nar yiyoruz.
Devamını oku

İstersiniz tabi!

Merhaba hanımlar! Spor yapmadan ve her şeyi yiyerek zayıflamak ister misiniz? Tabii ki istersiniz ama böyle bi şey yok!
Devamını oku

Test gibi test

Soru 1) Vücudunuz tüylü mü? A) Evet B) Hayır Soru 2) Meşe palamudu var yer misin? A) Evet B) Hayır Değerlendirme: A'lar çoğunluktaysa sincapsınız.
Devamını oku

Komik Gifler

Komik Yazılar

Tavuk karşıdan karşıya niçin geçer?

CEVAPLAR: René Descartes: Yolun öbür tarafına geçmek için. Eflatun: Kendi iyiliği için. Çünkü gerçek, öteki taraftadır. Aristoteles: Karşıdan karşıya geçmek tavuğun doğasında vardır. Karl Marx: Çünkü bu tarihsel olarak kaçınılmazdı. Hipokrat: Pankreasının aşırı salgısı nedeniyle. Martin Luther:...
Devamını oku

Mahkemelik hayvanlar

Belki komik ve mizahi değil ama acı da olsa gülümseten bir takvim yaprağı arkası yazısı paylaşmak istiyorum: Avrupa'da çok oldukları ve ortalıkta serbestçe gezdikleri için, yargılanan hayvanlar arasında domuzların sayısı kabarıktır. 1864'te Slovenya'da bir çocuğun kulaklarını kemirip yiyen bir...
Devamını oku

Bir çocuğun Ramazan günlüğü

1. Gün: Bugün evde bir acayiplik var. Herkes kahvaltıdan önce sessizce işine, okuluna gidiyor... Önce diyet yaptıklarını sanmıştım. Akşama doğru hepsi sessizleşiyor. Sofrayı hazırlayıp ezanı bekliyorlar. Başka zaman, susmak bilmeyen ablamın bu hâli içten içe güldürüyor beni. Niye böyle...
Devamını oku